Silifke’de Ne Yapılır?
Adını duyunca içinizden Silifke’nin yoğurdu…diye mırıldanmak gelen bu ilçede keşfedeceklerinize çok şaşıracaksınız.
Silifke’de Ne Yapılır?
Mersin’in tarihi ve kültürel ilçesi olan Silifke hakkında araştırma mı yapıyorsunuz? Bu geçmişiyle ünlü olan ilçemizde bir gezi mi düzenlemeyi düşünüyorsunuz? Silifke hakkında aradığınız soruların yanıtları burada. Kısaca Silifke’de Ne Yapılır?
Silifke Hakkında Genel Bilgiler
İyonlar tarafından koloni kenti olarak kurulan Silifke, Mersin sınırları içerisinde yer alan 20’den fazla antik kentin yarıdan fazlasına ev sahipliği yapan, Anadolu uygarlıklarının hemen hepsini yönetim altında kalmış zengin tarihi ve kültürel izler taşıyan bir coğrafya. Turkuaz denizi, minik adaları, sessiz sakin koyları ve birbirinden samimi çok kültürlü halkıyla Silifke’de yapacak çok şey var.
Silifke’de Gezilip Görülmesi Gereken Yerler
Carette Carette ve yeşil kaplumbağanın en önemli üreme alanı, dünyanın en önemli kuş göçü yolu üzerinde bulunan Göksü Deltası, Akdeniz foku Monachus monachus’un ve mavi yengeç ile lagos balığının evi, onlarca endemik bitki türünü kucaklayan toprağı, suyu ve havasıyla Silifke, doğanın en saf ve en temiz hali.
Uzuncaburç
En önemli ve en iyi korunmuş kalıntılardan birisi olan Uzuncaburç, Helenistik çağda Olba Krallığı’nın ibadet yeriymiş. MS. 72’de Vespasianus, Olba’dan ayrılarak Diocaesarea (Tanrı-İmparator Kenti) adıyla özerk, kendi adına para basabilen yeni bir site kurmuş. Burada bulunan Zeus Tapınağı, burç ve piramit çatılı anıtmezar Selefkoslar, sütunlu cadde, tiyatro kapısı, çeşme, Şans Tapınağı ve Zafer Kapısı Roman döneminden kalma yapılar olarak biliniyor. 5.yüzyılda da Hristiyanlığın gelişmesiyle kiliseye dönüştürülen Zeus Tapınağı’na yeni kiliseler eklenmiş. Adını ise Anadolu Türklerinin buraya şehrin sembolü olan yüksek burcun ismini vererek “Uzuncaburç” olarak adlandırmasıyla kazanmıştır.
Şeytan Deresi Kanyonu ve Adam Kayalar
Anadolu’da ve Avrupa’da bir eşi daha bulunmayan Adam Kayalar, Şeytan Deresi Kanyonu’nun sarp yamaçlarında yer almakta. Birbirleriyle bağlantılı anlatımı olan yan yana çok figürlü kabartmaların bir arada görüldüğü bölgedeki kabartmaların bir defada yapılıp bitirilmediği, arka arkaya 500 yıl boyunca insanların ölülerini gömerek daha sonraları anma törenleri için geldikleri tespit edilmiş.
Cennet-Cehennem Mağaraları
Silifke-Narlıkuyu yakınlarında yer alan ve doğal yollarla oluşmuş, çok derin mağaralar olan Cennet ve Cehennem Mağaraları, Kültür ve Turizm Bakanlığınca müze kapsamına alınan Mersin’in en heyecan verici yerleri arasındadır. 135 m derinliğinde olan Cennet obruğu, kireçtaşı katmanları içinde karstik süreçlerde oluşmuştur. Cehennem obruğu ise bir yeraltı mağarasının tavanını aşındırıp, çökmesiyle oluşmuş.
Narlıkuyu
Minyatür bir cennet olan Narlıkuyu, deniz dibinden çıkan tatlı su nedeniyle soğuk ve berrak olan , ne kadar derin olursa olsun dibini görebildiğiniz turkuaz denizi, buraya özgü leziz “kaya koruğu” turşusu ve “logos balığı” ile balık lokantalarıyla ünlü bir koy.
Poimenios Hamamı ve Üç Güzeller
4.yüzyıl Roma dönemine ait olan ve Narlıkuyu’nun deniz kıyısında yer alan Poimenios Hamamı, Poimenios tarafından yaptırılmış. Cennet obruğu içindeki yeraltı deresinin denize ulaştığı yerdeki tatlı su kaynağından yararlanılarak buraya inşa edildiği düşünülen hamamın yıkanma bölümünün tabanında, Üç Güzeller Mozaiği adı verilen yarı tanrıça üç kız kardeş tasvir ediliyor.
Aya Tekla Kilisesi
Taşucu yolu üzerinde yer alan ve Meryemlik olarak da adlandırılan Aya Tekle Kilisesi, Hristiyanlığı yaymak için yollara düşen St. Paul’ün vaazlarından etkilenen Aya Tekla’nın 17 yaşından itibaren kendini dine adayarak öldürüleceğini öğrendiğinde kaçıp saklandığı bir mağara.
Astım Mağarası
Dilek Mağarası olarak da bilinen Astım Mağarası, Cennet Çöküğü’ne 300m mesafede yer alan, içersine helezonik demir bir merdivenle inilen ve birbirleriyle bağlantılı, uzunluğu 200m’yi bulan galeriler, dev sarkıt ve dikitlerle süslü bir mağara.